2 Haziran 2017 Cuma

Yalnız Mı?

  Dışarı çıkmıştı. Yürüyordu, kulaklığı takılı... Etrafına değil yere bakıyordu o gün, nedendir bilinmez. Belki dinlediği parçanın etkisi belki de insanların yüzündeki onu rahatsız eden duyguları hissetmemek için. Her zamanki gibi zaten yalnız yürüyordu neredeyse her gün geçtiği bu yolu. Yürüdü yürüdü ve vardı bir yere. O an bir plan kurdu, bir ağacın altına oturup serin esen yelin eşliğinde düşünüp duracaktı. Ama neyi düşünecekti, bilmiyordu. Muhtemelen sadece dalgın dalgın bakacaktı. Eskiden olsa ,belki sevdiğini sandığı o kişiyi düşünürdü veya ondan öncekini ama şimdi kalbi boştu. Bir an yanında havlayan köpeğin sesinden irkildi. Şu köpekler onların bölgesine adım atar atmaz başlarlar havlamaya. Hiç alışkın değildi kalbinin boş olmasına. Bu durum onu rahatsız ediyordu ve sevgisini yoğun  bir şekilde vermek istiyordu birine. Ama o kişi neredeydi. Çok araması gerekiyor muydu? Neden şimdi gelmiyordu diye düşünürken sırtına biri dokundu. Bir baktı dost mu düşman mı bilemediği ama iyi biri diyebileceği karşı cinsten birisi.Bu kişi hoş biriydi onun gözünde. Konuştular ve onu diğer arkadaşlarının yanına götürdü. Gidip gitmemekte terettüt etti. Çünkü gidip ağacın altında düşünmek istiyordu ve bu onun bu hayatta yaptığı en iyi şeydi.
   Daha önce yolda bile karşılaşmadığı insanlar, bunlar tanıdık yüzler değildi. İkisiyle de tanıştı. Ama birisi belki o insan olabilirdi. Oturup yanlarına samimi olmayan muhabbetler peşinde koştular. Diğeri bir anda bir sigara yaktı ve tanıdık olan da küfür etti ağaçtan düşen çam kozalağına. Evet işte o an. Kızlarda itici gelen iki şey; küfür  ve sigara.
    Yanlarında duramadı duramazdı. Çünkü hâlâ sevemiyordu kalabalığı ve samimiyetsiz yaratıkları. Bir bahaneyle kalktı ve geldiği yoldan yürümeye başladı yine yalnız bir şekilde. Planını daha sonraki günlere erteledi. Yalnız olduğunu sanıyordu ama peşini bırakmayan düşünceler onu nasıl yalniz bırakırdı?
     Kafası önde kulaklığıyla beraber yokuşu çoktan çıkmıştı bile...

3 Ocak 2017 Salı

Unutmak

   Saatlerdir denize bakıyordu. Aslında dışarı çıkarak kendini ödüllendiriyordu. İnsan içine pek çıkmazdı. Zaten sahilin en tenha yerindeydi. Bugün bir şey yapmıştı ve sonunda ödülü haketmişti. Evet! Artık unutmayı başarmıştı, unutabilmisti. Unutabilmenin en büyük zaferlerden olduğunu anlamıştı. Sanki özgürlüğünü tekrar eline almış gibiydi.
   Yanına bir falcı kadın yaklaştı. Ama kadın umduğunu bulamayınca uzaklaştı yanından. Para tuzaklarıydı bunlar. Artık zihninden onu rahatsız eden birisi kapı dışarı edilmişti." Ne güzel bir his değil mi?" diye sordu sesli bir şekilde ve önünden geçen yaratığın şaşkın bakışlarına maruz kaldı. ''Neyse" dedi denize bakmaya devam ederek. Sonuçta bu onun ödülüydü...